DEVAM: 3- VASİYYETTE
ZULÜM ETMEK BABI
حدّثنا
أَحمَدُ بْنُ
الأَزْهَرِ.
ثنا عَبْد الرَّزَّاقِ
بْنُ
هَمَّامٍ.
أَنْبَأَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
أَشْعَثَ
ابْنِ عَبْدُ
اللّهِ، عَنْ
شَهْرِ بْنِ
حُوشَبٍ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ اللّهِ
صلى الله عليه
وسلم: ((إِنَّ
الرَّجُلَ
لَيَعْمَلُ
بِعَمَلِ
أَهْلِ
الخَيْرِ
سَبْعِينَ
سَنَةً. فَإِذَا
أَوْصى حَافَ
فِي
وَصِيَّتِهِ.
فَيُخْتَمُ
لَهُ بِشَرِّ
عَمَلِهِ،
فَيَدْخُلُ
النَّارَ.
وَإِنَّ
الرَّجُلَ
لَيَعْمَلُ
بِعَمَلِ
أَهْلِ
الشَّرِّ
سَبْعِينَ سَنةً.
فَيَعْدِلُ
فِي
وَصِيَّتِهِ،
فَيُخْتَمُ
لَهُ
بِخَيْرِ
عَمَلِهِ،
فَيَدْخُلُ
الجَنَّةَ)).
قَالَ أَبُو
هُرَيْرَةَ:
وَاقرَؤُا
إِنْ
شِءْتُمْ
((تِلْكُ
حُدُودُ
اللهِ_ إِلى
قَوْلِهِ_
عَذَابٌ
مُهِينٌ)).
Ebû Hureyre (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir: «Şüphesiz adam yetmiş yıl hayır ehlinin amelini işler. Sonra
vasiyyet ettiği zaman vasiyyetinde zulüm eder, böylece ameli şerle kapanır ve
bu yüzden ateşe girer. Şüphesiz adam yetmiş yıl şer ehlinin amelini işler.
Sonra vasiyyetini adaletli eder, böylece ameli, hayırla kapanır ve bu nedenle
Cennete girer.»
Ebû Hureyre
(r.a.) (bu hadîsi te'yid etmek üzere) şöyle demiştir: isterseniz;
تِلْكُ
حُدُودُ
اللهِ_ إِلى
قَوْلِهِ_
عَذَابٌ
مُهِينٌ âyetlerini okuyunuz."
AÇIKLAMA: Enes (r.a.)'ın hadisi Zevaid türündendir. Bu hadiste, varislerinden mal
kaçıran, yani ölümü halinde mirasçılarına mal kalmasın yada az mal kalsın, diye
malının üçten fazlasını vasiyyet etmek, malinın tamamını veya çoğunu bir
mirasçısına hibe etmek gibi davranışlarda bulunan bir kimsenin Cennetten mahrum
edilmeye müstehak olduğu bildirilmektedir. Böyle yapan kimse Cennet'e mirasçı
olma hakkından mahrum edilmeye müstehak olmakla beraber bağışlanırsa Cennet'e
girer. Bağışlanmazsa cezasını çektikten sonra Allah'ın lütfu ile Cennet'e
girer.
Ebu Hureyre
(r.a.)'ın hadisini Tirmizi ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir. Bu hadiste
geçen ''V asiyyette zulüm etmek" ifadesiyle mirasçılara zarar vermek
manası kasdedilmiştir. Nitekim Ebu Davud ile Tirmizi'nin rivayetlerinde bu
cümle yerine; . ~,.p)1 A = ''Altmış yıl Allah'a itaat eden erkek veya kadın
ölecekleri zaman vasiyyette (mirasçılarına) zarar verirler ... " cümlesi
kullanılmıştır. Mirasçılara zarar vermek,. vasiyyet yüzünden mirasçıları miras
hakkından mahrum etmek veya malın üçte birinden fazla mikdarda vasiyyette
bulunmak suretiyle mirasçıların alacakları meşru miktarı azalt:r'hakla olur.
Erkek ve
kadının vasiyyetten dolayı mirasçıları zarara uğratmak ile ilgili olarak Tuhfe
yazarı özetle şöyle der: "Yani altmış yıl Allah'a itaat eden erkek veya
kadın, mirasçısı olmayan yabancı kimselere malinın üçten birisinden fazlasını
vasiyyet etmek veya mirasçılarının bir kısmı mirastan mahrum kalsın diye malının
tamamını diğer mirasçısına hibe etmek suretiyle, mtrasçılarının tamamına veya
bir kısmına zarar verir. Bu ise Allah'ın koymuş olduğu miras hükmünden kaçmak
sayıldığından yasaklanmıştır. İbnü'l-Melik bu cümleyi böyle açıklamıştır.
Bazıları da bu cümleyi şöyle yorumlamışlardır: Yani kişi, vasiyyete liyakatli
olmayana mal verilmesini vasiyyet eder veya doğru olarak yaptığı hak bir
vasiyyetten cayarak uygulanmaması için ikinci bir vasiyyette bulunur ya da
vasiyyetinin bir kısmını nakzeder, yani iptal eder, demiştir.
Böyle davranan
erkek veya kadının cehennemlik olduğuna dair cümlenin manası da şöyledir: Yani
bu kimseler azaba müstehak olurlar. Lakin azap edilip edilmemesi Allah'ın
dilemesine kalmıştır."
Müellifimizin
rivayetinde ''yetmiş yıl" kaydı mevcuddur. Ebu Davud. ile Tirmizi'nin
rivayetlerinde bunun yerine ''Altmış kaydı" bulunur. Bu sayılardan tahdid
değil, uzun süre manası kasdedilmiştir.
BU HADİSİ’İN EBU DAVUD RİVAYETİ İÇİN BURAYA
TIKLAYIN