SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-VESAYA

<< 2704 >>

DEVAM: 3- VASİYYETTE ZULÜM ETMEK BABI

 

حدّثنا أَحمَدُ بْنُ الأَزْهَرِ. ثنا عَبْد الرَّزَّاقِ بْنُ هَمَّامٍ. أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنْ أَشْعَثَ ابْنِ عَبْدُ اللّهِ، عَنْ شَهْرِ بْنِ حُوشَبٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّهِ صلى الله عليه وسلم:  ((إِنَّ الرَّجُلَ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الخَيْرِ سَبْعِينَ سَنَةً. فَإِذَا أَوْصى حَافَ فِي وَصِيَّتِهِ. فَيُخْتَمُ لَهُ بِشَرِّ عَمَلِهِ، فَيَدْخُلُ النَّارَ. وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الشَّرِّ سَبْعِينَ سَنةً. فَيَعْدِلُ فِي وَصِيَّتِهِ، فَيُخْتَمُ لَهُ بِخَيْرِ عَمَلِهِ، فَيَدْخُلُ الجَنَّةَ)). قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ: وَاقرَؤُا إِنْ شِءْتُمْ ((تِلْكُ حُدُودُ اللهِ_ إِلى قَوْلِهِ_ عَذَابٌ مُهِينٌ)).

 

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Şüphesiz adam yetmiş yıl hayır ehlinin amelini işler. Sonra vasiyyet ettiği zaman vasiyyetinde zulüm eder, böylece ameli şerle kapanır ve bu yüzden ateşe girer. Şüphesiz adam yetmiş yıl şer ehlinin amelini işler. Sonra vasiyyetini adaletli eder, böylece ameli, hayırla kapanır ve bu nedenle Cennete girer.»

 

Ebû Hureyre (r.a.) (bu hadîsi te'yid etmek üzere) şöyle demiştir: isterseniz;

 

تِلْكُ حُدُودُ اللهِ_ إِلى قَوْلِهِ_ عَذَابٌ مُهِينٌ âyetlerini okuyunuz."

 

 

AÇIKLAMA:     Enes (r.a.)'ın hadisi Zevaid türündendir. Bu hadiste, varislerinden mal kaçıran, yani ölümü halinde mirasçılarına mal kalmasın yada az mal kalsın, diye malının üçten fazlasını vasiyyet etmek, malinın tamamını veya çoğunu bir mirasçısına hibe etmek gibi davranışlarda bulunan bir kimsenin Cennetten mahrum edilmeye müstehak olduğu bildirilmektedir. Böyle yapan kimse Cennet'e mirasçı olma hakkından mahrum edilmeye müstehak olmakla beraber bağışlanırsa Cennet'e girer. Bağışlanmazsa cezasını çektikten sonra Allah'ın lütfu ile Cennet'e girer.

 

Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Tirmizi ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir. Bu hadiste geçen ''V asiyyette zulüm etmek" ifadesiyle mirasçılara zarar vermek manası kasdedilmiştir. Nitekim Ebu Davud ile Tirmizi'nin rivayetlerinde bu cümle yerine; . ~,.p)1 A = ''Altmış yıl Allah'a itaat eden erkek veya kadın ölecekleri zaman vasiyyette (mirasçılarına) zarar verirler ... " cümlesi kullanılmıştır. Mirasçılara zarar vermek,. vasiyyet yüzünden mirasçıları miras hakkından mahrum etmek veya malın üçte birinden fazla mikdarda vasiyyette bulunmak suretiyle mirasçıların alacakları meşru miktarı azalt:r'hakla olur.

 

Erkek ve kadının vasiyyetten dolayı mirasçıları zarara uğratmak ile ilgili olarak Tuhfe yazarı özetle şöyle der: "Yani altmış yıl Allah'a itaat eden erkek veya kadın, mirasçısı olmayan yabancı kimselere malinın üçten birisinden fazlasını vasiyyet etmek veya mirasçılarının bir kısmı mirastan mahrum kalsın diye malının tamamını diğer mirasçısına hibe etmek suretiyle, mtrasçılarının tamamına veya bir kısmına zarar verir. Bu ise Allah'ın koymuş olduğu miras hükmünden kaçmak sayıldığından yasaklanmıştır. İbnü'l-Melik bu cümleyi böyle açıklamıştır. Bazıları da bu cümleyi şöyle yorumlamışlardır: Yani kişi, vasiyyete liyakatli olmayana mal verilmesini vasiyyet eder veya doğru olarak yaptığı hak bir vasiyyetten cayarak uygulanmaması için ikinci bir vasiyyette bulunur ya da vasiyyetinin bir kısmını nakzeder, yani iptal eder, demiştir.

 

Böyle davranan erkek veya kadının cehennemlik olduğuna dair cümlenin manası da şöyledir: Yani bu kimseler azaba müstehak olurlar. Lakin azap edilip edilmemesi Allah'ın dilemesine kalmıştır."

 

Müellifimizin rivayetinde ''yetmiş yıl" kaydı mevcuddur. Ebu Davud. ile Tirmizi'nin rivayetlerinde bunun yerine ''Altmış kaydı" bulunur. Bu sayılardan tahdid değil, uzun süre manası kasdedilmiştir.

 

 

BU HADİSİ’İN EBU DAVUD RİVAYETİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN